112 Acil Servis hattı, hayati tehlike içeren durumlarda destek sağlamak amacıyla kurulan bir sistemdir. Ancak, bu hizmetin amacı dışında yaygın olarak yapılan aramalar, birçok ilginç ve zaman zaman komik taleplerle sıkça gündeme gelmektedir. Son dönemde basına yansıyan bir olayda, acil servis ekiplerine gelen bir telefon, bu ilginç taleplerin ne kadar absürt olabileceğini bir kez daha gösterdi: "Ambulans beni havalimanına yetiştirir mi?" Bu soru, hem tehlikeli hem de gereksiz bir talep olarak değerlendiriliyor. Ancak bu durum, yalnızca tekil bir olay değil; Türkiye’deki acil servislere gelen taleplerin bir parçası olarak dikkat çeken bir örnek.
Acil durumlarda ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerini sağlamakla yükümlü olan 112 Acil Servis hattı, zaman zaman gereksiz aramalardan ötürü meşgul kalmakta. Türkiye genelinde sağlık çalışanları, çağrıların yalnızca %20’sinin gerçek acil durumlar için olduğunu ifade ediyor. Kalan %80’lik kısım ise çeşitli talep ve istekte bulunan kişilerden oluşmakta. Sosyal medya platformlarında sıkça dönen "112’yi aramam değil, ambulansı havalimanına çağırmam gerek" gibi mizahi paylaşımlar, bu durumun toplumsal bir sorun haline geldiğini de gözler önüne seriyor.
Özellikle büyük şehirlerde, 112 Acil Servis, sadece acil sağlık hizmetleri sunmakla kalmayıp, zaman zaman çeşitli sorunları çözmeye çalışan bir kuruma dönüşüyor. Yetersiz bilgi, iletişim eksiklikleri ve sosyal medya etkisiyle 112 hattına gelen ilginç talepler, müdahale gerektiren durumları tehlikeye atabilir. Samimi taleplerle dolu bu çağrıların yanı sıra "Kedim hasta oldu, ne yapmalıyım?" veya "Bana durumu nasıl çözeceğim konusunda rehberlik eder misiniz?" gibi yanıt arayan talepler de sıklıkla duyulmakta.
112 Acil Servis’in sıklıkla karşılaştığı ilginç aramalardan sadece biri de, insanların sağlık sorunları dışında sosyal bir hizmet talep etmeleridir. Kimi zaman kaybolan bir nesnenin arayışında yardım istenirken, kimi zaman da "İstanbul trafiğinde sıkıştım, ambulans beni eve bırakabilir mi?" gibi istekler gündeme geliyor. Bu durum, hem sağlık çalışanlarını hem de acil hizmetlerin etkinliğini olumsuz yönde etkiliyor. Gereksiz yere meşgul olan hatlar, gerçek acil durumlarda hayat kurtarıcı olma işlevini tehlikeye atıyor.
Özellikle koronavirüs pandemisi süresince, insanların 112 Acil Servis’e duyduğu ihtiyaçların artmasıyla birlikte, bu tür aramaların sayısında da gözle görülür bir artış olmuştu. Sağlık kuruluşları, bu süreçte halkı acil durumlar ve sağlık hizmetleri hakkında bilgilendirmek adına çeşitli kampanyalar düzenleyerek, 112’nin gerçek kullanım amacını anlatmaya çalıştılar. Ancak, bu çabalar maalesef yeterli olmadı ve ilginç talepler bir şekilde devam etti.
112 Acil Servis’in kullanımında görülen bu eğilim, aslında toplumun acil sağlık hizmetleri konusundaki bilgi eksikliğini de ortaya koyuyor. Gereksiz yere arama yapan bireylerin çoğu, acil hizmetlerin nasıl çalıştığını ya da hangi durumlarda aranması gerektiğini tam olarak kavrayamıyor. Bu nedenle, sağlık organizasyonlarına ve devlet kurumlarına düşen önemli bir görev, halkı acil servis konusunda bilinçlendirmek ve tatmin edici bir eğitim sağlamaktır.
Sonuç olarak, 112 Acil Servis hattının gereksiz çağrılardan arındırılması ve yalnızca acil sağlık durumu gerektiren durumlar için kullanılması gerektiği kesinlik kazanıyor. Bunun için hem bireylerin daha bilinçli aramalar yapmaları hem de toplumun sağlık konusundaki bilgi seviyesinin artırılması önem taşıyor. Yapılacak olan eğitim çalışmaları ve bilinçlendirme kampanyaları, sağlık sisteminin daha etkin bir biçimde çalışmasını sağlayacak ve acil durumlarda daha hızlı hizmet alınabilir hale getirecektir. Unutulmamalıdır ki, sağlığımız her şeyin önündedir ve acil durumlar, gerçekten ihtiyaç duyulduğunda doğru bir şekilde ele alınmalıdır.