Depremler, toplumsal yaşamı derinden etkileyen doğal afetlerdir. Türkiye gibi sismik aktif bölgelerde yaşayan bireyler, depremin sadece fiziki değil, ruhsal etkilerini de sıkça deneyimlemektedir. Uzmanlar, bu tür travmatik olayların ardından ruh sağlığını korumanın yollarını araştırıyor. Psikiyatristler, deprem sonrası yaşanan kaygı, stres ve travma belirtilerini azaltmak için alınabilecek önlemler üzerinde duruyor. Uzman isimler, bu süreci daha kolay atlatabilmek için 7 önemli öneri sunuyor.
Depremin ardından yaşanan korku, kaygı ve yalnızlık gibi duygular, doğal tepkilerdir. Bu hislerinizi ifade etmek, bir rahatlama sağlayabilir. Yakın çevrenizle duygularınızı paylaşarak, destek alabilir; bir psikolog veya terapistle görüşerek profesyonel yardım almayı düşünebilirsiniz. Günlük yazmak, duygu ve düşüncelerinizi kağıda dökerek rahatlamanın etkili bir yolu olabilir.
Afet sonrası yaşanan belirsizlik, bireylerin rutinlerini alt üst edebilir. Ancak, günlük alışkanlıkların sürdürülmesi, ruhsal istikrarı sağlamada önemli bir rol oynar. Yemek yeme, uyku düzeni ve egzersiz gibi alışkanlıklarınızı devam ettirerek, mantıklı ve dengeli bir yaşam tarzı oluşturmaya çalışın. Bu tür düzenli aktiviteler, gün içinde yaşanan kaygıyı azaltabilir.
Uzmanların önerilerine göre, bireylerin depremin ardından oluşan stres ve kaygıyla başa çıkarken, diğer insanlarla iletişimde olmaları da oldukça önemlidir. Sosyal destek ağınızı güçlendirerek, bu zor dönemi daha dayanıklı atlatabilirsiniz. Eğitim kurumlarından, STK'lara kadar birçok kurum, deprem sonrası destek sunmaktadır.
Sürekli felaket haberlerine maruz kalmak, psikolojik sağlığı olumsuz etkileyebilir. Deprem sonrası medyada yer alan olumsuz haberleri sınırlamak ve sadece güvenilir kaynaklardan bilgi almak önemlidir. Güncel olayları takip etmek, kaygıyı artırabilir. Belirli bir süre medya ve sosyal medya kullanımını sınırlamak faydalı olabilir.
Fiziksel egzersiz, ruh sağlığını güçlendiren doğal bir yoldur. Yürüyüş yapmak, spor salonuna gitmek veya evde basit egzersizler yapmak, kaygı seviyenizi düşürebilir. Egzersiz sırasında salgılanan endorfin hormonu, ruh halinizi iyileştirecektir. Doğayla iç içe aktiviteler yaparak, zihninizi dinlendirebilir ve kendinizi daha huzurlu hissedebilirsiniz.
Medya aracılığıyla gelen baskın bilgiler ve olumsuz düşünceler, zihnimizi meşgul edebilir. Meditasyon ve mindfulness (farkındalık) teknikleri, anı yaşamanıza ve stresle daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Basit bir meditasyon uygulaması ile, birkaç dakikalığına da olsa zihninizi boşaltmayı deneyin. Derin nefes almak ve zihinsel rahatlama sağlamak, ruhsal durumu olumlu yönde etkilemekte önemli rol oynar.
Depremler sonrası yaşanan stres belirtileri, bazen sadece geçici olmayabilir. Belirtiler uzun süre devam ediyorsa, profesyonel destek almak son derece önemlidir. Psikolog veya psikiyatristlerle yapmak istediğiniz seanslar, duygusal yüklerinizi hafifleterek daha sağlıklı bir zihin yapısı kazanmanıza yardımcı olur. Grupla yapılan terapiler, benzer deneyimleri yaşayanlarla bir araya gelerek duygusal destek bulmanıza fırsat verebilir.
Yaşanan felaketler belirsizlik ve korku yaratabilir. Ancak, geleceğe dair umut taşımak önemlidir. Hayatınıza dair hedefler belirleyerek, yaşam kalitenizi artırabilirsiniz. Küçük hedefler koyarak, bunlara ulaşmak için kendinize fırsatlar tanıyabilirsiniz. Bu süreçte, pozitif düşünmeye çalışmak ve yaşamınıza yeni hedefler eklemek, ruh sağlığınızı iyileştirebilir. Zaman içinde, depremin getirdiği zorlukları aşmayı başarabilirsiniz.
Depremin ruh sağlığımız üzerindeki etkileri, kişiden kişiye farklılık gösterse de, uzmanların önerileri doğrultusunda atılacak adımlar, kötü sonuçları en aza indirgeyebilir. Unutmayın ki, yalnız değilsiniz ve destek almanızda herhangi bir sakınca yok. Kendinize zaman tanıyın ve iyileşme sürecinde sabırlı olun.