Suriye’nin Şam yakınlarında yer alan Sednaya Hapishanesi, dünya kamuoyunda Esad rejiminin insan hakları ihlallerinin sembolü haline geldi. İnsan hakları örgütlerinin raporlarına göre, bu hapishane, binlerce mahkûmun işkence ve yargısız infazlarla hayatını kaybettiği bir "ölüm merkezi" olarak nitelendiriliyor.
Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan raporlarda, Sednaya Hapishanesi’nde tutukluların sistematik işkenceye maruz kaldığı, yiyecek ve su gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakıldığı ve mahkûmların büyük çoğunluğunun mahkemeye çıkartılmadan infaz edildiği belirtiliyor. Hapishane içinde insanlık dışı koşulların hâkim olduğu ve rejimin bu hapishaneyi muhalifleri susturmak için bir araç olarak kullandığı vurgulanıyor.
Özellikle iç savaşın başlamasından bu yana Sednaya, binlerce muhalifin yanı sıra gazeteci, aktivist ve sıradan vatandaşların kaybolduğu veya öldüğü bir yer haline geldi. Esad rejiminin bu hapishaneyi, korku salmak ve kontrolü elde tutmak için bir "insan mezbahası" olarak kullandığı iddia ediliyor.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplum, Sednaya’da yaşananların insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ancak bugüne kadar rejim üzerinde yeterli bir baskı oluşturulamadı. İnsan hakları aktivistleri, Sednaya’daki suçların belgelenmesi ve sorumluların yargı önüne çıkartılması için çalışmalarını sürdürüyor.
Sednaya Hapishanesi’ndeki vahşet, yalnızca Suriye’nin değil, tüm dünyanın vicdanında derin yaralar açmaya devam ediyor. İnsan hakları savunucuları, uluslararası toplumun bu insanlık dramına karşı daha etkili adımlar atmasını talep ediyor.