Eski ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın nükleer programını desteklemek amacıyla planlanan 30 milyar dolarlık destek teklifine sert tepki gösterdi. Trump, bu planın ABD'nin ulusal güvenliğine büyük bir tehdit oluşturduğunu belirterek, erken uyarıda bulundu. İran'ın nükleer silah geliştirme çabalarının hız kazanabileceğine dikkat çeken Trump, bu tür anlaşmaların yapılmasının Birleşmiş Milletler tarafından da yasaklandığını ifade etti. Kamuoyuna yaptığı açıklamalarda, “İran'ın bu tür bir yardıma asla ihtiyacı yok. Onlar sadece daha fazla nükleer silah geliştirmek istiyorlar,” dedi.
Trump, durumdan oldukça rahatsız olduğunu belirtirken, Amerikan halkının bu tür bir harcamaya onay vermemesi gerektiğini savundu. “Bu tür para transferleri, İran'ın terörizmi desteklemesine ve bölgedeki düşmanlıklarını artırmasına yol açar,” diyerek endişelerini dile getirdi. Trump, bu 30 milyar dolarlık yardımın aslında İran yönetimini güçlendirmekten başka bir işe yaramayacağını ve bunun sonucunun tüm dünyada kaos yaratacağını iddia etti.
Trump’ın açıklamaları, birçok politikacı ve analist tarafından dikkatle takip edilirken, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının devam etmesi gerektiği vurgulandı. Eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da bu açıklamalara katılarak, İran’ın nükleer geçiş sürecinin tehdit oluşturduğunu belirtti. Pompeo, "Bu şartlar altında İran’a para vermek, onu daha da cesaretlendirir," dedi. Ayrıca, Amerika'nın bu tür anlaşmalara imza atması halinde, bölgede barış ve güvenliğin sağlanmasının imkansız hale geleceğini öne sürdü.
Trump'ın bu açıklamaları, sadece iç politikada değil, uluslararası arenada da yankı buldu. Başka bir siyasi figür ise, bu durumun İran ile olan ilişkilerin daha da gergin hale gelmesine yol açacağını öngördü. Uzmanlar, Trump ve Pompeo’nun beyanlarının yeni bir diplomatik kriz yaratma potansiyeline sahip olduğunu ifade ediyorlar. İran yönetimi ise, Trump’ın eleştirilerini hiçe sayarak, nükleer programına devam edeceğini duyurdu. Bu süreç içerisinde, İran’ın nükleer silah geliştirme çabalarına ilişkin yapılan açıklamalar, dünya genelinde büyük endişeler yarattı.
Gelişen olayların ardından, İran hükümeti uluslararası toplumdan kendilerine destek beklediklerini ifade etti. Ancak ABD’nin bu alandaki duruşu, İran’ın nükleer planlarına yönelik uluslararası yaptırımların artırılması gerektiği konusunda hemfikir olan birçok ülkenin desteğini aldı. Kritik öneme sahip olan bu anlaşmanın detayları ve ilerleyen süreçte nasıl bir evrim geçireceği, dünya genelindeki siyasi atmosferietkileyen önemli bir faktör olmaya devam edecek.
Sonuç olarak, Trump'ın İran’a yönelik 30 milyar dolarlık destek planına karşı duruşu, hem Amerikan iç siyasetinde hem de uluslararası ilişkilerde anlamlı tartışmalara yol açtı. Bu hususun, ilerleyen dönemlerde nasıl bir seyir izleyeceği, global politikadaki belirsizliklerle dolu bir geleceği işaret ediyor.